♫musicjinni

AKP Tiyatroları: Sanatın içinden sanatçı kovuluyor. Erdoğan: Belediyeyi Destekliyorum

video thumbnail
24 Nisan 2012 'Sanatın içinden sanatçı kovuluyor'
Günlerdir 'Özgür sanatı muhafaza etmek için' diye duyurulan buluşmanın saati geldiğinde, sahiden binlerce insan doldurmuştu Galatarasay Lisesi'nin önünü, yeni yönetmeliği reddetmek için... Sinirler gergindi ama bir yandan hayli şenlikli bir ortam vardı

'Sanatın içinden sanatçı kovuluyor'
"Hani, beklenen kalabalıklar nerede?"... Saat 11'e çeyrek kala Galatarasay Lisesi'nin önüne yaklaşırken kulağımıza çalınan sözler bunlar... Bir inançlızlığın ifadesi... İstanbul Şehir Tiyatroları'nın 12 Nisan günü Belediye Meclisi'nden geçen yeni yönetmeliği kurumda başlayıp dalga dalga yayılan bir harekete yol açmıştı, açmasına. Bu yönetmeliğin kabul edilecek yanı olmadığını dile getiren çoktu. Ama işte oturduğun yerden bilgisayarın tuşlarına basarak bir şeyi protesto etmek kolay da, "Hadi" dediğinde kimsenin sokaklara dökülmesine çok alışık değiliz biz...
Ama günlerdir 'Özgür sanatı muhafaza etmek için' diye duyurulan buluşmanın saati geldiğinde, sahiden binlerce insan doldurmuştu Galatarasay Lisesi'nin önünü, yeni yönetmeliği reddetmek için. Bir kere hemen söylemek lazım; çok iyi organize edilmiş bir eylemdi. Davulların ritmi eşliğinde atılan sloganlarla başladı gün... "Korkuya karşı özgür tiyatro", "Şehrin tiyatrosu yok edilemez", "Seyirci uyuma, tiyatrona sahip çık..." Ana sloganlar bunlardı ve pek de dışına çıkan, parçalanan, dağılan olmadı, gür çıktı sesler.

Hayli şenlikli
Aramızda "Olmak ya da olmamak, bütün mesele bu" diyen bir Shakespeare kuklası ve "İpler kimin elinde?" dövizi, uzun tahta bacaklar üzerinde dolaşan sirk figürleri, yüzleri boyalı tiyatro sanatçıları vardı. Yani, her ne kadar sinirler gergin, canlar sıkkınsa da hayli şenlikli bir atmosfer vardı bir yandan.
İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) adına Engin Alkan okudu hazırlanan bildiriyi. "Her şeyin farkındayız" dedi, "1914'ten beri ehil ellerde olan İstanbul Şehir Tiyatrosu göz göre göre ehlileştirilmeye çalışılıyor. Dünyada -herhalde- ilk kez bir tiyatro, tiyatro insanlarından arındırılıyor. Sanatın içinden sanatçı kovuluyor."
Her cümlesinin sonunda bir 'yuh!' ve bir alkış kopuyordu. Sonra gene sessizlik... "Hedefin ne olduğunu görüyoruz. Özgür düşünceden korkmayan herkes görüyor. Çok sesliliği tek bir notaya dönüştürecek olan 'muhafazakâr sanat' gibi söylemler, demokratikleşme diye sunuluyor. Sanatsal yaratı, siyasi iradeye teslim ediliyor."
'Dayatılan' yeni yönetmeliğe karşı hukuki zeminde haklarını arayacaklarını haykırdı, İstanbul Şehir Tiyatroları sanatçıları. Belki uzun zamandır bir kuruma bağlı sanatçıların bu derece 'özgürce' haykırdığını' görmemiştik. Ve birebir kendi meselesi olmayan bir konuda bu kadar çok insanın sokağa döküldüğünü. Şehir Tiyatroları sanatçıları kalabalığın üçte birini oluşturuyorsa, kuruma bağlı olmayan tiyatrocular, başka dallardan sanatçılar ve halk da kalan üçte ikiydi kuşkusuz. Saymaya kalksan sayılacak gibi değil... Şehir Tiyatroları sanatçılarının dışında Tarık Akan, Sumru Yavrucuk, Ahmet Levendoğlu, Murat Daltaban, Genco Erkal, Meltem Cumbul, Derya Köroğlu, Nejat Yavaşoğulları, Halil Ergün, Erkan Can, Altan Erkekli, Berkun Oya, Şebnem Sönmez bir anda akla gelenler... CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve CHP İstanbul Killetvekili Süleyman Çelebi'nin de bulunduğu CHP korteji de epey kalabalıktı...

'Hamlet tespih çekiyor'
"Sessiz kalmayacağız. Hedefimiz, çağdışı yönetmelik dayatmaları yerine, çağdaş ve özerk bir İstanbul Şehir Tiyatrosu yasasıdır" sözleriyle yükselen coşku, final cümlesiyle en üst noktaya ulaştı: "Herkes kendi işini yapsın! Bizim işimiz tiyatro."
Ve "Korkuya karşı özgür sanat!" sloganlarıyla yüzünü Tünel'e çevirdi kalabalık. "Yani" adlı şarkısına yazdığı "Hamlet tespih çekiyor, şükür Godot geliyor / Juliet için Romeo dağları deliyor / Muhafazakâr sanat böyle laflar ediyor / Artık oyunları bile Fen İşleri yazıyor" sözleri, Antalya Televizyon Ödülleri töreninden sanal aleme dalga dalga yayılan Fırat Tanış, elinde davuluyla başı çekiyordu: "İstanbul, uyuma, tiyatrona sahip çık!"
Tünel'e yürürken yol boyunca epey şamata yapıp İstanbul'u değilse bile Beyoğlu'nu uyandırdı, 5000 kişiyi aşan kalabalık. Pencerelere fırlayan destekçiler eşliğinde Galatasaray'dan Tünel'e ve oradan tekrar Galatasaray'a yürüyüp yavaş yavaş dağıldı. Ellerde hâlâ "TO BElediye ot NOT TO BElediye" pankartları...
Disclaimer DMCA